2 insanların bu kadar nankör olmalarını kaldıramıyorum ev arkadaşımla kavga ettim neymiş efendim paraya sıkışmış yardım etcekmişim sen hem ailenden benim aldığımdan daha fazla para al hem eve hiçbir şey alma hem de benle para yüzünden kavga et bu valla gerizekalılık ya hayır önceki aylarda da parası erken bitti idare ettim ama insan bir sorar sende para var mı diye o da yok gelmiş bana ağzını yaya şu kadar para lazım versene diyor lan ben senin annen değilim baban değilim bu ne özgüven ya uzun lafın kısası bu sorunları tekrar yaşatmayacak ev arkadaşı lazım yardım pls
1 Ya nedir benim bu otobüs yolculuklarından çektiğim bir çocuklu aileye denk gelirim çocuğu susmaz bir arkamdaki adam sevgilisiyle telefonda saatlerce kavga eder bir teyze otobüsete sabaha kadar gaz kaçırır yeter be kardeşim yeter bi salın beni ya hepiniz mi bana karşı
2 Bir adam anlatıyor ve bir avukat dinliyor:
Karımı 1998'in sonbaharında kaybettim. Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. Karım, her evlilik yıl dönümümüz de ikimizin fotoğrafını çerçeveler, “Bunlar bizim hayatımızın gölgeleri” derdi.. Öldüğünde, yedi tane resmimiz vardı. 97'nin bir gecesinde onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Ölmeden iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece “Biliyorum” dedi. İzmir'e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim. Fotoğraflarımıza bakıyordum yine. Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim. A.R.K.A.S.I.N. Gerisi için yılları yetmemişti. Ama sanırım “Arkasına bak” yazmaya filan niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyor musunuz, her birinin arkasından bir mektup çıktı! Geçirdiğimiz her sene için sevgi dolu sözler yazmıştı. 1997'deki resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı. Ve içinden şu sözler çıktı: “14 Mart 1997/ Gözlerin bana başka birine dokunmuş gibi baktı. Söylemene gerek yok, biliyorum…” 2002'deyiz. Onu kaybedeli 4, aldatalı 5 yıl oluyor. İçim acıyor şimdi. Çünkü kadınlar biliyor, hissediyor..
Sadece paylaşmak istedim. Sana boş gözlerle bakıp seni seviyorum diyenin sevgisinden şüphe et. Çünkü; Aşk sessiz, sevgi dilsizdir. Gerçekten de hissediliyor, yanında yakınında olmasa bile, kilometrelerce uzağında olsa bile, sevmesini bildikten sonra varlığı da yokluğu da hissedilebiliyor..
1 ya bu elektrik çok şapşik ya habersiz gelip gitmeler , suyumu ısıtmalar , kapımı açmalar ya hele bide o maço hallari yokmu ansızın çarpması öldürüyor ya ne bilim kendimi özel hissettiyor
3 kız arkadasımın kılotu kırlelerımın arasında kalmıs neyse ıste memleketten arkadas gelmıstı 2 gunluk kalmaya onun da kırlılerı varmıs senınkıyle beraber atsam sorun olur mu dedı bende at dedım arkadas elbıselerı asarken kız arkadasımın kılotunu gordu bu ne lan dedı ben de benım kılotum dedım o da kılotu asıp bana oglum ne degısık kılotlar gıyıyon artık yedı mı yemedı mı bılmıyorum :D
2 Bir gün otobüste elimde bilgisayar çantasıyla gidiyorum. Otobüs sıkışık olduğu için biraz geriye ilerleyim dedim. İlerlerken çantam bi bayana çantam çarptı galiba. Kandın bana döndü senin yüzünden çorabım kaçtı dedi. Ben çorap kaçmasının ne olduğunu bilmiyordum. Kaçmak denince benim aklıma başka bişey geldi. Kitlendim o an bu kadın ne diyor diye :D sonra öğrendim ki çorap yırtılınca ona kaçmak deniyormuş :D